PRAG'DA BİR GÜN



Prag’da bir gün dedim ama bir kez geldin mi günlerce kalasın gelir. Prag her geleni kendine hayran eden, her köşesinde sayısız güzellik barındıran bir şehir.
İlk gidişimde her binanın resmini çekmek istemiş, bir binada bile fotoğrafı çekilecek  onlarca detayın olduğunu görüp bir süre sonra vazgeçmiştim. Prag’ı fotoğraflamaya ne telefonların, ne de makinelerin hafızası yeter.

Şimdi bir günlüğüne geldiğinizi varsayalım ve  Prag’da şöyle bir dolaşalım ama güne başlamadan mutlaka bir şehir planı edinin.

Geziye kaleden başlayalım derim. Her ne kadar yürüyerek gezilebilecek bir  şehir olsa da kimse güne yokuş çıkarak başlamak istemez.  22 numaralı tramvaya binmenizi öneririm.  Pražský Hrad durağının yeri alttaki linkte (kırmızı olan), indikten sonra linkte gördüğünüz yönde ilerleyip sağdaki yola sapınca yolun sonu Kale...
https://en.mapy.cz/zakladni?x=14.4025919&y=50.0915749&z=17&pano=1&pid=54314081&yaw=2.015&fov=1.570&pitch=-0.214&source=pubt&id=15301143
Kaleye  biletle giriliyor, farklı bölümleri içeren farklı fiyatlı biletler var. Kalenin linki aşağıda;
Golden Lane  kalenin içindeki bir bölüm,  ayrıca biletle giriliyor. O dönemin evlerinin boyutları, eşyaları vs orijinal şekliyle tutulmuş. Kafka'nın kitaplarını nerede yazdığını merak ediyorsanız, mutlaka gezin derim.

Kaleden aşağı Nerudova yokuşundan inerseniz ki tavsiyem o yönde, sağlı sollu çok güzel binaları geçeceksiniz. Sağda çok güzel bir Ginger Bread dükkanı var. Sakın kaçırmayın.
Eğer acıktınızsa Old Town’a doğru giderken  yolunuzun üzerindeki Malostranska Beseda  restaurant'ı tavsiye ederim... 
Yemek üstü yürüyüşünüzü Charles Bridge’e doğru yapın…
Charles Bridge' e vardığınızda köprünün üzerinde sağdan  bir merdivenle Kampa Island'a inebilirsiniz. Köprüye arkanızı verdiğinizde sağ taraftaki ilk sokaktan devam edin, sol ve tekrar sağ yapıp köprüyü geçince Lenon Wall görülmeye değer.

Turuncu devrim öncesi devrimciler o duvara her gece Lenon'ın Imagine şarkısının sözlerini yazıyorlarmış. Hükümet de sabaha üstünü boyuyormuş ama her sabah yeniden yazılıyormuş (yolun karşısında Fransız Konsolosluğu var, bir nevi ses duyurma yani). Tüm alınan önlemlere rağmen  bu eylem önlenememiş ve devrim sonrası duvar simge olmuş, şimdi herkes yazıyor, çiziyor :) Önünde daima bir genç gitarıyla  Beatles şarkıları çalıp söylüyor.
Kampa'dan tekrar köprüye çıkıp devam edin. Karşıya geçince sağa dönüp nehir boyu yürürseniz Narodni Divadlo'daki Cafe Slavia'yı National Theatre'ın karşı köşesinde solunuzda görürsünüz. Nazım Prag'da olduğu dönemde şiirlerini burada yazmış. İçeride duvarda diğer müdavim ünlülerle birlikte bir resmi de var. Buranın tatlıları, dondurmaları,kupları efsane. Kahveleri de çok güzel :)


Nehir boyu geri dönüp Charles'ın karşısındaki küçük sokaklardan geçerek OldTown'a varabilirsiniz. Meşhur  Astronomical Clock tamirde sanırım ama meydan daima  neşeli oluyor; katedral ihtişamlı, binalar çok güzel. Katedralin önündeki sanat galerisinde devamlı sergiler var.
Oralarda birşeyler içelim, yiyelim, çok yorulduk derseniz James Dean Café çok iyi bir seçenek, meydana da çok yakın. Linki aşağıda;



Gününüz bitmiş olmalı ama Prag’da gezecek daha çok yer var….

Tek gün için gelmiş olmak ne büyük hataymış di mi?

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Köy gibi kalmış bir köy : BALLICA

Hollanda’nın başkenti neresidir? Amsterdam? Den Haag-Lahey?*

KAPI